Kilisede Bema Ne Demek ?

Sude

New member
\Kilisede Bema Ne Demek?\

Kilise mimarisi ve liturjik düzenlemeler arasında “bema” terimi, anlamı ve işlevi itibarıyla önemli bir yere sahiptir. Tarihsel ve teolojik bağlamda “bema” kelimesi, hem fiziksel hem de sembolik bir alanı ifade eder. Bu makalede, kilisede bema kavramının ne olduğunu, tarihsel kökenlerini, işlevini ve çağdaş kilise düzenindeki yerini ayrıntılı biçimde inceleyeceğiz.

\Bema Kavramının Kökeni ve Anlamı\

“Bema” kelimesi, köken olarak Antik Yunanca “βάθρα” veya “βῆμα” (bema) sözcüğünden gelir ve “yüksek platform”, “sahne” ya da “konuşma yeri” anlamına sahiptir. Antik çağlarda bema, özellikle Yunan ve Roma toplumlarında mahkeme salonlarında hakimlerin veya konuşmacıların konuştuğu yükseltilmiş platform olarak kullanılırdı. Bu fiziksel yükseklik, konuşanın otoritesini ve söylediklerinin önemini vurgulardı.

Hristiyanlıkta ise bema, kilisenin kutsal alanları içinde özellikle kutsal ayinlerin yapıldığı bölüm anlamına evrilmiştir. Bema, genellikle doğuya bakan bir yükselti veya platform olarak, kutsal ritüellerin icra edildiği alanı belirtir. Hem mimari hem de liturjik açıdan önemli bir işlevi vardır.

\Kilisede Bema’nın Mimari Konumu\

Bema, tarih boyunca kilise mimarisinde farklı şekillerde tasarlanmıştır. Erken dönem bazilikalarda, bema genellikle altarın hemen önünde bulunan, rahiplerin ayin sırasında durduğu ve vaaz verdiği yüksek bir platformdur. Ortodoks ve Doğu kiliselerinde bema, ikonostasın (ikonlar duvarının) önünde yer alan ve genellikle üç bölüme ayrılan kutsal alandır: eksedra, altar ve amvon.

Batı kiliselerinde bema kavramı, bazen presbiteryum ya da kor olarak adlandırılan, altar çevresindeki kutsal alanla eş anlamlı kullanılır. Bazı kiliselerde ise bema, özellikle vaazın verildiği amvon veya kürsü ile özdeşleşmiştir.

\Liturjik İşlev ve Önemi\

Bema, liturjik açıdan kutsallığın ve ayinlerin merkez noktasıdır. Burada rahip, piskopos ya da papaz, ayinlerin farklı bölümlerini yönetir; ilahiler söylenir, dualar edilir, kutsal kitap okunur. Bu nedenle bema, hem ilahi kelimenin duyurulduğu hem de kutsal ayinlerin gerçekleştirildiği alandır.

Bema, kutsal alan ile halkın bulunduğu alan arasındaki sınırı belirtir ve genellikle bu sınır mimari olarak da belirginleştirilir. Ortodoks kiliselerinde bema, ikonostas ve kutsal kapılar ile ayrılarak halktan fiziksel ve ruhani bir ayrım oluşturur. Bu ayrım, kutsal ve dünyevi alanlar arasındaki farkı vurgular.

\Kilisede Bema Hakkında Sık Sorulan Sorular\

\Kilisede bema ve altar arasındaki fark nedir?\

Altar, kutsal ayinlerin odak noktası olan masadır; burada ekmek ve şarap kutsanır. Bema ise altarın bulunduğu platform ya da bölgedir. Yani bema, altarın içinde veya çevresinde bulunan daha geniş bir alanı ifade eder.

\Bema sadece Ortodoks kiliselerinde mi bulunur?\

Hayır. Bema kavramı hem Doğu hem de Batı Hristiyanlık geleneklerinde vardır ancak mimari ve liturjik şekli farklılık gösterebilir. Ortodoks kiliselerinde daha belirgin ve üç bölümlü bir yapı şeklindedir; Katolik ve Protestan kiliselerinde ise genellikle altarın ve vaaz kürsüsünün bulunduğu alan olarak görülür.

\Bema’nın önemi günümüzde nasıl algılanıyor?\

Modern kiliselerde bema hala kutsal alan olarak kabul edilir ve ayinlerin merkezi noktasıdır. Ancak mimari düzenlemeler ve liturjik uygulamalardaki farklılaşmalarla bema alanları daha açık ve halkın daha katılımcı olabileceği şekilde tasarlanabilmektedir.

\Bema’nın sembolik anlamı nedir?\

Bema, kutsallığın, ilahi otoritenin ve ruhani ayrımın sembolüdür. Bu platform, Tanrı ile insan arasında bir köprü işlevi görür ve ilahi kelimenin duyurulduğu, kutsal ayinlerin gerçekleştirildiği alan olarak ruhani derinliği temsil eder.

\Bema neden yüksekte olur?\

Fiziksel yükseklik, konuşanın ya da ayin yöneticisinin otoritesini ve önemini vurgulamak içindir. Tarih boyunca bu gelenek sürmüştür; yüksek bir platform, hem görsel hem işitsel açıdan ritüelin merkezi olmasını sağlar.

\Sonuç\

Kilisede bema, sadece bir mimari unsur değil, aynı zamanda liturjik ve teolojik açıdan derin anlamlar taşıyan kutsal bir alan olarak tanımlanır. Tarihsel kökenleri Antik Yunan’a uzanan bema, Hristiyanlıkla birlikte kutsal ayinlerin merkezi haline gelmiş; mimari ve liturjik işlevi ile kilise düzeninde vazgeçilmez bir yer edinmiştir. Hem Doğu hem Batı kiliselerinde farklı biçimlerde kendini gösteren bema, ilahi otoritenin ve kutsallığın simgesi olarak varlığını sürdürmektedir.

Bu bağlamda bema, sadece bir platform değil, kutsal ile dünyevi arasındaki sınırı belirleyen, inananların manevi yolculuğunda önemli bir kavşak noktasıdır. Kilise mimarisinin ve liturjisinin anlaşılmasında bema kavramını doğru bilmek, hem tarihsel hem de çağdaş Hristiyan pratiğini daha iyi kavramaya olanak tanır.