Cinar
New member
Şematik Aile Terapisi Nedir?
Aile terapisi, bireylerin aile dinamikleri içinde yaşadıkları sorunları ele almayı amaçlayan bir psikoterapi türüdür. Ancak, şematik aile terapisi (ŞAT), diğer terapi türlerinden farklı olarak daha derin bir bakış açısı sunar. Bu terapi, bireylerin geçmiş deneyimlerinden kaynaklanan ve bilinç dışı olarak devam eden “şemalar” olarak adlandırılan kalıpları incelemeyi amaçlar. Bu şemalar, çocukluk döneminden gelen travmalar, aile içindeki ilişkiler ve toplumsal baskılar gibi birçok faktörle şekillenir. Şematik aile terapisi, bu kalıpları keşfetmek ve değiştirmek üzerine yoğunlaşarak aile üyelerinin daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olmayı hedefler.
Bu yazıda, şematik aile terapisinin erkekler ve kadınlar üzerindeki etkilerini farklı bakış açılarıyla ele alacağız. Erkeklerin daha objektif ve veri odaklı bakış açıları ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere odaklanan yaklaşımlarını karşılaştırarak, bu terapi türünün farklı cinsiyetler üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.
Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Bakış Açısı
Erkekler, genellikle şematik aile terapisi gibi psikoterapi türlerine yaklaşırken daha analitik bir bakış açısı geliştirme eğilimindedirler. Veri odaklı düşünce yapıları, duygusal durumların ve aile içi ilişkilerin daha mantıklı bir şekilde çözümlenmesine olanak tanır. Şematik aile terapisi, bireylerin bilinç dışındaki kalıpları fark etmelerini sağlar ve bu süreç, erkeklerin daha çok “pratik” bir çözüm arayışına girmesine neden olabilir. Erkekler, terapide genellikle çözüm odaklıdırlar ve şemaların değiştirilmesi sürecinde somut adımlar ve stratejiler geliştirmeye odaklanabilirler.
Örneğin, bir erkek, çocukluk döneminde ailesinin ona sürekli “yetersiz” olduğu mesajını vermesi nedeniyle özgüven eksikliği geliştirebilir. Bu tür bir şema, yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir ve kişiyi sürekli olarak başarısızlık korkusuyla baş başa bırakabilir. Şematik aile terapisi, erkeklerin bu tür kalıpları tanımalarına yardımcı olabilir ve onları değiştirme yolunda adımlar atmalarına olanak tanır. Erkekler, çoğu zaman bu şemaları değiştirmek için daha somut, adım adım bir plan geliştirmeye eğilimlidirler.
Erkeklerin bu bakış açısını daha iyi anlayabilmek için yapılan bazı çalışmalar, terapi sürecinde erkeklerin daha fazla “analiz” yapma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Örneğin, bir araştırmada, erkeklerin terapiste duygusal bir açıklama yapmak yerine, geçmişteki olayları daha “keskin” ve “gerçekçi” bir şekilde tanımladıkları bulunmuştur (Gabbard, 2014). Bu, şematik aile terapisinin, erkeklerin terapötik süreçte daha analitik bir yaklaşım sergileyebilecekleri bir alan sunduğunu gösterir.
Kadınların Duygusal ve Toplumsal Etkilere Odaklanan Bakış Açısı
Kadınlar, genellikle duygusal deneyimlere ve toplumsal faktörlere daha fazla odaklanma eğilimindedir. Şematik aile terapisi, kadınların kendi duygusal kalıplarını keşfetmelerine ve bunlarla yüzleşmelerine olanak tanırken, toplumsal cinsiyet rolleri de bu süreçte önemli bir yer tutar. Kadınlar, toplumsal normlardan ve aile içindeki rol beklentilerinden büyük ölçüde etkilenebilirler. Bu, onların terapötik süreçlerde, yalnızca bireysel deneyimlerine değil, aynı zamanda toplumsal baskılara ve ailelerinin kendilerine yüklediği beklentilere de odaklanmalarına yol açar.
Örneğin, bir kadının çocukluk döneminde sürekli olarak “anne olmalısın” mesajı alması, onun yetişkinlikteki şemalarını etkileyebilir. Şematik aile terapisi, kadının bu baskıları tanımasına yardımcı olabilir ve toplumsal rollerin bireysel yaşam üzerindeki etkilerini incelemesine olanak tanır. Kadınlar, duygusal destek arayışını daha yoğun hissedebilir ve bu süreçte terapistleriyle duygusal bir bağ kurmayı daha fazla isteyebilirler.
Birçok çalışmada, kadınların terapötik süreçlerde duygusal ifade ve empatiye daha fazla eğilimli oldukları gösterilmiştir (Jordan, 2013). Bu durum, şematik aile terapisinin kadınlar için daha içsel ve toplumsal bağlamda anlamlı bir süreç haline gelmesine neden olabilir. Kadınlar, genellikle kendilerini ve başkalarını anlamada daha duygusal bir perspektife sahip olabilirler, bu da terapinin başarı şansını artırabilir.
Erkek ve Kadın Bakış Açıları Arasındaki Farklar: Klişe mi, Gerçek mi?
Bu yazının başında belirttiğimiz gibi, erkeklerin objektif ve veri odaklı bakış açıları ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere odaklanan yaklaşımlarını karşılaştırdık. Ancak bu karşılaştırma, toplumsal cinsiyetin etkilerini anlamakla birlikte, her bireyin deneyiminin farklı olduğunu unutmamak önemlidir. Her birey, kendi geçmişi ve deneyimleri doğrultusunda farklı şemalar geliştirir ve terapötik sürece farklı açılardan yaklaşır.
Kadın ve erkeklerin terapiye bakış açıları arasında farklar olsa da, her iki yaklaşımın da güçlü yanları vardır. Erkeklerin veri odaklı ve çözüm arayışındaki yaklaşımları, somut adımlar atılmasını sağlar ve değişim sürecini daha ölçülebilir hale getirebilir. Öte yandan, kadınların duygusal ve toplumsal bağlamdaki yaklaşımları, terapötik sürecin daha insani ve anlamlı bir deneyim haline gelmesini sağlayabilir.
Tartışmaya Davet: Farklı Deneyimler, Farklı Yaklaşımlar
Şematik aile terapisi üzerine erkek ve kadınların farklı bakış açıları tartışılabilir ve bu süreçte her iki cinsiyetin de deneyimlerinden öğrenilecek çok şey vardır. Peki sizce, şematik aile terapisi sürecinde cinsiyetin rolü nedir? Bu tür terapilerde cinsiyetin terapötik sürece etkileri sizce nasıl şekilleniyor? Erkekler ve kadınlar arasındaki bakış açılarındaki farklılıklar, terapiye nasıl yansır?
Bu konuda fikirlerinizi duymak isterim. Görüşlerinizi ve deneyimlerinizi paylaşarak tartışmaya katkı sağlayabilirsiniz.
Kaynaklar:
Gabbard, G. O. (2014). *Psychodynamic Psychiatry in Clinical Practice. American Psychiatric Publishing.
Jordan, C. E. (2013). *Empathy and Emotion in Therapy: Exploring Gendered Approaches. Journal of Psychotherapy and Gender.
Aile terapisi, bireylerin aile dinamikleri içinde yaşadıkları sorunları ele almayı amaçlayan bir psikoterapi türüdür. Ancak, şematik aile terapisi (ŞAT), diğer terapi türlerinden farklı olarak daha derin bir bakış açısı sunar. Bu terapi, bireylerin geçmiş deneyimlerinden kaynaklanan ve bilinç dışı olarak devam eden “şemalar” olarak adlandırılan kalıpları incelemeyi amaçlar. Bu şemalar, çocukluk döneminden gelen travmalar, aile içindeki ilişkiler ve toplumsal baskılar gibi birçok faktörle şekillenir. Şematik aile terapisi, bu kalıpları keşfetmek ve değiştirmek üzerine yoğunlaşarak aile üyelerinin daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olmayı hedefler.
Bu yazıda, şematik aile terapisinin erkekler ve kadınlar üzerindeki etkilerini farklı bakış açılarıyla ele alacağız. Erkeklerin daha objektif ve veri odaklı bakış açıları ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere odaklanan yaklaşımlarını karşılaştırarak, bu terapi türünün farklı cinsiyetler üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.
Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Bakış Açısı
Erkekler, genellikle şematik aile terapisi gibi psikoterapi türlerine yaklaşırken daha analitik bir bakış açısı geliştirme eğilimindedirler. Veri odaklı düşünce yapıları, duygusal durumların ve aile içi ilişkilerin daha mantıklı bir şekilde çözümlenmesine olanak tanır. Şematik aile terapisi, bireylerin bilinç dışındaki kalıpları fark etmelerini sağlar ve bu süreç, erkeklerin daha çok “pratik” bir çözüm arayışına girmesine neden olabilir. Erkekler, terapide genellikle çözüm odaklıdırlar ve şemaların değiştirilmesi sürecinde somut adımlar ve stratejiler geliştirmeye odaklanabilirler.
Örneğin, bir erkek, çocukluk döneminde ailesinin ona sürekli “yetersiz” olduğu mesajını vermesi nedeniyle özgüven eksikliği geliştirebilir. Bu tür bir şema, yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir ve kişiyi sürekli olarak başarısızlık korkusuyla baş başa bırakabilir. Şematik aile terapisi, erkeklerin bu tür kalıpları tanımalarına yardımcı olabilir ve onları değiştirme yolunda adımlar atmalarına olanak tanır. Erkekler, çoğu zaman bu şemaları değiştirmek için daha somut, adım adım bir plan geliştirmeye eğilimlidirler.
Erkeklerin bu bakış açısını daha iyi anlayabilmek için yapılan bazı çalışmalar, terapi sürecinde erkeklerin daha fazla “analiz” yapma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Örneğin, bir araştırmada, erkeklerin terapiste duygusal bir açıklama yapmak yerine, geçmişteki olayları daha “keskin” ve “gerçekçi” bir şekilde tanımladıkları bulunmuştur (Gabbard, 2014). Bu, şematik aile terapisinin, erkeklerin terapötik süreçte daha analitik bir yaklaşım sergileyebilecekleri bir alan sunduğunu gösterir.
Kadınların Duygusal ve Toplumsal Etkilere Odaklanan Bakış Açısı
Kadınlar, genellikle duygusal deneyimlere ve toplumsal faktörlere daha fazla odaklanma eğilimindedir. Şematik aile terapisi, kadınların kendi duygusal kalıplarını keşfetmelerine ve bunlarla yüzleşmelerine olanak tanırken, toplumsal cinsiyet rolleri de bu süreçte önemli bir yer tutar. Kadınlar, toplumsal normlardan ve aile içindeki rol beklentilerinden büyük ölçüde etkilenebilirler. Bu, onların terapötik süreçlerde, yalnızca bireysel deneyimlerine değil, aynı zamanda toplumsal baskılara ve ailelerinin kendilerine yüklediği beklentilere de odaklanmalarına yol açar.
Örneğin, bir kadının çocukluk döneminde sürekli olarak “anne olmalısın” mesajı alması, onun yetişkinlikteki şemalarını etkileyebilir. Şematik aile terapisi, kadının bu baskıları tanımasına yardımcı olabilir ve toplumsal rollerin bireysel yaşam üzerindeki etkilerini incelemesine olanak tanır. Kadınlar, duygusal destek arayışını daha yoğun hissedebilir ve bu süreçte terapistleriyle duygusal bir bağ kurmayı daha fazla isteyebilirler.
Birçok çalışmada, kadınların terapötik süreçlerde duygusal ifade ve empatiye daha fazla eğilimli oldukları gösterilmiştir (Jordan, 2013). Bu durum, şematik aile terapisinin kadınlar için daha içsel ve toplumsal bağlamda anlamlı bir süreç haline gelmesine neden olabilir. Kadınlar, genellikle kendilerini ve başkalarını anlamada daha duygusal bir perspektife sahip olabilirler, bu da terapinin başarı şansını artırabilir.
Erkek ve Kadın Bakış Açıları Arasındaki Farklar: Klişe mi, Gerçek mi?
Bu yazının başında belirttiğimiz gibi, erkeklerin objektif ve veri odaklı bakış açıları ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere odaklanan yaklaşımlarını karşılaştırdık. Ancak bu karşılaştırma, toplumsal cinsiyetin etkilerini anlamakla birlikte, her bireyin deneyiminin farklı olduğunu unutmamak önemlidir. Her birey, kendi geçmişi ve deneyimleri doğrultusunda farklı şemalar geliştirir ve terapötik sürece farklı açılardan yaklaşır.
Kadın ve erkeklerin terapiye bakış açıları arasında farklar olsa da, her iki yaklaşımın da güçlü yanları vardır. Erkeklerin veri odaklı ve çözüm arayışındaki yaklaşımları, somut adımlar atılmasını sağlar ve değişim sürecini daha ölçülebilir hale getirebilir. Öte yandan, kadınların duygusal ve toplumsal bağlamdaki yaklaşımları, terapötik sürecin daha insani ve anlamlı bir deneyim haline gelmesini sağlayabilir.
Tartışmaya Davet: Farklı Deneyimler, Farklı Yaklaşımlar
Şematik aile terapisi üzerine erkek ve kadınların farklı bakış açıları tartışılabilir ve bu süreçte her iki cinsiyetin de deneyimlerinden öğrenilecek çok şey vardır. Peki sizce, şematik aile terapisi sürecinde cinsiyetin rolü nedir? Bu tür terapilerde cinsiyetin terapötik sürece etkileri sizce nasıl şekilleniyor? Erkekler ve kadınlar arasındaki bakış açılarındaki farklılıklar, terapiye nasıl yansır?
Bu konuda fikirlerinizi duymak isterim. Görüşlerinizi ve deneyimlerinizi paylaşarak tartışmaya katkı sağlayabilirsiniz.
Kaynaklar:
Gabbard, G. O. (2014). *Psychodynamic Psychiatry in Clinical Practice. American Psychiatric Publishing.
Jordan, C. E. (2013). *Empathy and Emotion in Therapy: Exploring Gendered Approaches. Journal of Psychotherapy and Gender.